İş insanı Adem Soytekin’den “Ekrem İmamoğlu ‘izahat bekliyorum’ formunda cezaevine not gönderdi” savı

İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturmasında aktif pişmanlık kararları kapsamında söz veren iş insanı Adem Soytekin, aktif pişmanlıktan faydalanmasının akabinde Ekrem İmamoğlu’nun kendisine avukat aracılığıyla “Kızgın değilim kırgınım, neden yaptın izahat bekliyorum.” formunda not gönderdiğini öne sürdü.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, tutuklanarak İBB Başkanlığı misyonundan uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu’nun da ortalarında bulunduğu zanlılar hakkında “suç örgütü yöneticisi olmak”, “suç örgütüne üye olmak”, “irtikap”, “rüşvet”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kişisel bilgileri hukuka karşıt ele geçirmek” ve “ihaleye fesat karıştırmak” cürümlerinden yürüttüğü yolsuzluk soruşturması devam ediyor.

Soruşturmada tutuklu bulunan Soytekin, 17-26 Haziran ile 2 Temmuz’da savcılığa faal pişmanlık kararları kapsamında söz verdi.

İfade vermesinin akabinde sulh ceza hakimliğince “konutu terk etmeme” formundaki isimli denetim kuralıyla tahliye edilen Soytekin sözünde, istememesine karşın kendisi hakkında, tutuklanarak İBB Başkanlığı misyonundan uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu’nun “kasası”, “has adamı”, “sıvacısı” üzere yakıştırmalar yapıldığını, lakin hiçbir vakit kendisinin o denli olmadığını savundu.

İmamoğlu’nun kendisine yarardan çok ziyanı olduğunu söyleyen Soytekin, ticaretinin büyümesinde İmamoğlu’nun dahli olmadığını argüman etti.

Soytekin, Bahçeşehir’deki Butik Panaroma isimli projesinden 4 artı 1 bahçe dubleksini kuşkulu Serdar Taşkın’a, 2 artı 1 daireyi kuşkulu Ercan Saatçi’ye verdiğini belirterek, “Ercan Saatçi’ye vermiş olduğum dairenin tapusu hatırladığım kadarıyla kendi üzerine değildi. Devrettiğim dairelere karşılık bu şahıslardan rastgele bir ödeme almadım. Bu daireleri, Mehmet Murat Çalık’ın (Beylikdüzü Belediye Başkanlığı misyonundan uzaklaştırılan şüpheli) beni arayarak, Taşkın ve Saatçi’ye İmamoğlu’nun istedikleri dairelerin verilmesi gerektiğini söylemesi üzerine devrettim. Bu dairelerin paraları tahminimce 5-6 ay sonra nakit olarak Zafer Keleş (şüpheli) ve Murat Keleş (şüpheli) tarafından Serpil isimli çalışanıma teslim edildi.” dedi.

Soytekin, şunları söyledi:

“Ekrem İmamoğlu kendisi Cumhurbaşkanı olduktan sonra yerine İBB Başkanı olarak Mehmet Murat Çalık’ın geçmesini istiyordu. Bunun için benim yapmış olduğum Topkapı Projesi’nde, 5’inci katta Çalık’ın kullanması hedefiyle 5 tane daireyi birleştirerek, merkezi lokasyonda ofis yapmak için satın aldılar. Bu yerin projesini akrabası olan Mete E. çizmişti. Buranın parasını, Çalık’ın Balıkesir Güre’de Fatih Keleş ve İmamoğlu ile ortak olduğu yerdeki hissesini İmamoğlu’na devrettikten sonra İmamoğlu gönderecekti. Buna ait 2024 yılı sonunda Beylikdüzü’nde toplantı yaptık. Toplantıda Veysel Erçevik (şüpheli) Çalık’ı temsilen, Tuncay Yılmaz (şüpheli) ise İmamoğlu’nu temsilen bulunmaktaydı. Zaman süreçleri operasyon yapılması nedeniyle gerçekleşmemiştir. Tarafıma da rastgele bir ödeme yapılmamıştır.”

“Fatih Keleş’in de kullanıldığına şahit oldum”

Soytekin, soruşturmanın basına yansıyan kısmından anladığı kadarıyla aktif pişmanlıktan faydalanan birçok kişinin tüm sorumluğu Fatih Keleş’e ve kendisine yıkmaya çalıştığını gördüğünü belirterek, “Ancak benim bu şahıslarla bir ortada bulunduğum süreç içerisinde Fatih Keleş’in de kullanıldığına şahit oldum. Ben gerçek işler yapıldı demiyorum fakat birilerinin ön plana çıkartılarak üzerlerine cürüm yıkılması, gerçek suçlularının da kurtarılmaya çalışmasının yanlış olduğunu düşünüyorum. Fatih Keleş bahsedilen hususların hiçbirini kendi iradesiyle yapmamıştır.” dedi.

Etkin pişmanlık kararlarından faydalanmasının basına yansımasına ait Soytekin, şunları söyledi:

“Benim aktif pişmanlıktan faydalandığım basına yansıdıktan sonra kendi vekaletli avukatım beni ziyarete geldiğinde birinci savcılık sözümde bulunan Onur isimli avukat üzerinden bana mesaj getirdiğini, Ekrem İmamoğlu’nun Onur’a ‘Kızgın değilim kırgınım neden yaptın izahat bekliyorum’ biçiminde notunu iletti. Tekrar avukat Onur Büyükhatipoğlu (şüpheli) ayın 17’sinde verdiğim sözden sonra bana gelerek Murat Gülibrahimoğlu’nun (şüpheli) avukat gönderip göndermediğini sordu. Kimsenin gelmediğini söyledim. Bunun üzerine Gülibrahimoğlu ismine kimi avukatların kimi kuşkulu tutukluları ziyaret ettiğini, ‘Konuşmayın dik durun. Çok daha güçlü bir formda döneceğiz. Her türlü hazırlıklarımız tamam’ biçiminde bildiriler ilettiklerini söyledi. ‘Sana da gelirlerse bana bilgi ver’ dedi.”

“Tuncay Yılmaz ile yapmış olduğumuz protokolle burası için toplam 5,5 milyon dolara anlaştık”

Soytekin, Asoy Plaza’nın inşaatını kat karşılığı olarak mukavele imzalayarak yaptığını söz ederek, şunları anlattı:

“İnşaat imal kademesinde binanın 9’uncu katı İmamoğlu’na ilişkin SSB Gayrimenkul’e kat irtifakı öncesi arsa hisse satışıyla yapılmıştır. Bu satışa istinaden şirketin hesabına resmi gösterilen para yatırıldı. Bu paraya istinaden arsa hissesi satışı gerçekleşti. Bu arsa hissesine karşılık 14 tane ofis 9’uncu katta şerefesi en yüksek olan tam kat yere tekabül etmektedir. Biz bunun karşılığında Tuncay Yılmaz ile yapmış olduğumuz protokol ile burası için toplam 5,5 milyon dolara anlaştık. Bu muahede karşılığında farklı vakitlerde sistemden getirilen paralarla 5 milyon dolar tarafımıza ödenmiştir.” dedi.

Şüpheli Mehmet Pehlivan’ın şubat ve mart ayında Topkapı’daki ofise gelerek kendisine, “Saçma sapan iş yapmışlar. Ali Nuhoğlu’nun oradan geliyorum. Oradaki fatura işlerini düzelttik. Artık senin şirketle olan fatura badirelerini düzeltmemiz lazım.” dediğini söyleyen Soytekin, “Kendisini muhasebe ünitesine yönlendirdim. Pehlivan’ın istediği biçimde inşaat maliyeti üzerinden bir fatura düzenlendi. Bu faturanın giriş, çıkışı yapılacaktı lakin bu süreç yapılamadı. Operasyon gerçekleşti, şuan şirketimizin carisine bakıldığında bu türlü bir alacak bulunmaktadır.” sözlerini kullandı.

“Cezaevine daha evvel hiç karşılaşmadığım 2 avukat geldi”

Soytekin, tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumuna, kendisinin talebi olmamasına rağmen daha evvel hiç karşılaşmadığı 2 avukatın geldiğini kaydederek, “Bu avukatlardan birisi erkek, birisi bayandı. Erkek olan avukat bana, ‘Beni devlet gönderdi, itirafı olacakmışsın sakın yapma. Devlet sizin burada olmanızı esasen istemiyor. Bu operasyonların hiçbirini devlet yapmıyor. Dik durun devlet yanınızda olacak’ dedi. Ben de kendisine, ‘Devlet bizim burada olmamızı istemiyorsa bizi niçin buraya aldı’ diyerek görüşmeyi sonlandırdım.” beyanında bulundu.

Adem Soytekin, görüşmeye gelen bayan avukatın ise kendisinden 80 milyonluk senet istediğini öne sürdü.

About The Author

admin

See author's posts